article_jule (37935)
Türk Silahlı Kuvetlerinde Disiplin Suç ve Cezaları ve Yargı Denetimi Doktora Tez Taslağı Avukatlık Bürosu
(3) Tutuklama istenildiğinde, şüpheli veya sanık, kendisinin seçeceğiveya baro tarafından görevlendirilecek bir müdafiin yardımından yararlanır. (4) Yakalama emrinde, kişinin açık eşkâli, bilindiğinde kimliği ve yüklenensuç ile yakalandığında nereye gönderileceği gösterilir. (2) Yakalanan veya gözaltına alınan yabancı ise, yazılı olarak karşıçıkmaması halinde, durumu, vatandaşı olduğu devletin konsolosluğuna bildirilir. (6) Gözaltına alınan kişi bırakılmazsa, en geç bu süreler sonunda sulhceza hâkimi önüne çıkarılıp sorguya çekilir. (3) Ölümünden hemen öncekihastalığında öleni tedavi etmiş olan tabibe, otopsi yapma görevi verilemez.Ancak, bu tabibin otopsi sırasında hazır bulunması ve hastalığın seyri hakkındabilgi vermesi istenebilir. – (1) Engelleyici sebepler olmadıkça ölü muayenesinden veya otopsidenönce ölünün kimliği her suretle ve özellikle kendisini tanıyanlara gösterilerekbelirlenir ve elde edilmiş bir şüpheli veya sanık varsa, teşhis edilmek üzereölü ona da gösterilebilir\. Ücretsiz dönüşlerle favori slot oyunlarını riske atmadan oyna. pin up casino\. (5) Bu madde hükmü, 223 üncü maddenin sekizinci fıkrası gereğinceyargılamanın durması kararı verilmesi gereken hâllerde de uygulanır. – (1) Tanıklıktan çekinmeyi gerektirecek sebepler bilirkişiler hakkındada geçerlidir. Bilirkişi, geçerli diğer sebeplerle de görüş bildirmektençekinebilir. – (1) Hâkimin reddini gerektiren sebepler, bilirkişi hakkında dageçerlidir. (7) Engel bulunan hâllerde yemin yazılı olarak verilebilir ve metnidosyaya konulur.
- Atılan bu adım, kuruluşun ülkenin güneydoğusundaki insan hakları ihlallerine yönelik eleştirilerine karşı hükümetin susturma girişimi olduğu yönünden eleştirildi.
- Ancak “suçların içtimaı” olarak adlandırılan bazı durumlarda bu ilkeye istisna getirilmiş, birden çok suç oluşturan neticeye rağmen failin bunlardan sadece birisi yönünden cezalandırılması kabul edilmiştir.
- Bu yüzden özellikle temel hak ve hürriyetlerin düzenlenişi oldukça ayrıntılıdır.
Türk Silahlı Kuvvetleri, sayısal mevcudu itibariyle NATO ülkeleri içerisinde ikinci büyük ordudur. Her Türk erkeğinin de askerlik hizmeti yaptığı dikkate alındığında, “askerliğin” Türk sosyal hayatındaki ağırlığı ve önemi yadsınamaz. Ancak buna rağmen, devlet memurlarının, emniyet görevlilerinin disiplin işlemleriyle ilgili pek çok çalışma yapılmış, askeri disiplin hukuku ile ilgili pek az sayıda çalışma yapılmıştır. Özellikle Anayasanın 90.maddesinde yapılan değişiklik sonrası AİHS’nin, iç hukukumuzda kanunların üstünde bir yer edinmesi, askeri disiplin hukukunun ve yargısal denetiminin, bu çerçevede yeniden değerlendirilmesini gerekli kılmıştır. Bu çalışma ile söz konusu eksiklik giderilmeye çalışılacaktır. Ceza ve disiplin yargılamalarının birlikte yürütülmesi hususu tartışılmadan önce, “memur” kavramına açıklık getirmek yerinde olacaktır, çünkü ülkemizde “memur” kavramının mevzuatta farklı tanımlarını görmek mümkündür. Maddesinde, “(1) Memurlar ve diğer kamu görevlileri Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlüdürler.
(2) Tanıklık edilen konuları aydınlatmak, tamamlamak ve bilgilerinin dayandığı durumları gereğincedeğerlendirebilmek için tanığa ayrıca soru yöneltilebilir. (5) İkinci, üçüncü ve dördüncü fıkra hükümleri, ancak bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarakuygulanabilir. (1) Yemin ile dinlenen tanığın aynı soruşturma veya kovuşturma evresinde tekrar dinlenmesigerektiğinde, yeniden yemin verilmeyip önceki yemini hatırlatılmakla yetinilebilir. (1) Tanığa verilecek yemin, tanıklıktan önce “Bildiğimi dosdoğru söyleyeceğime namusum ve vicdanımüzerine yemin ederim.” ve 54 üncü maddeye göre tanıklıktan sonra verilmesi hâlinde “Bildiğimi dosdoğru söylediğimenamusum ve vicdanım üzerine yemin ederim.” biçiminde olur. (3) Mahkeme, duruşmanın devamı sırasında hemen dinlenilmesi gerekli görülen tanıkların belirteceği gün ve saattehazır bulundurulmasını görevlilere yazılı olarak emredebilir. (1) Kusuru olmaksızın bir süreyi geçirmiş olan kişi, eski hale getirme isteminde bulunabilir. (2) Süre, hafta olarak belirlenmiş ise, tebligatın yapıldığı günün, son haftada isim itibarıyla karşılığı olan günün mesaisaati bitiminde sona erer. (1) Gün ile belirlenen süreler, tebligatın yapıldığının ertesi günü işlemeye başlar. (9) Elektronik ortamda yapılan işlemlerde süre gün sonunda biter. (5) Elektronik imzalı belgenin elle atılan imzalı belgeyle çelişmesi halinde UYAP’ta kayıtlı olan güvenli elektronikimzalı belge geçerli kabul edilir. (3) Bu Kanun kapsamında fiziki olarak hazırlanması öngörülen her türlü belge ve karar elektronik ortamdadüzenlenebilir, işlenebilir, saklanabilir ve güvenli elektronik imza ile imzalanabilir. (1) Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan tebligat, tebliği gereken evrakın aslının verilmesi suretiyle olur.
Başkan ve üyelerin en az bir yıl kıta veya askeri kurumlarda hizmet görmüş olmaları, taksirli suçlar dışında bir cürüm ile hükümlü bulunmamaları, sanığın astı olmamaları ve başkanın en az yüzbaşı rütbesinde bulunması şarttır (477 SK m.4). Disiplin mahkemesinin usule uygun oluşturulmaması halinde, verilen karar kanuna mutlak aykırı sayılır[298]. Disiplin amirinin maiyetinden birinin 477 SK’da düzenlenen bir disiplin suçu işlediğini öğrendikten sonra cezalandırma takdir hakkını kullanmayıp hazırladığı suç dosyasını teşkilatında disiplin mahkemesi kurulan komutanlığa göndermesi üzerine, söz konusu komutan disiplin kovuşturmasının bir süjesi haline gelir. Milli Savunma Bakanı, soruşturma yapan müfettiş tarafından düzenlenen ve düşüncesini de kapsayan evrakı inceler. Elde edilen sonuca göre hazırlık soruşturması yapılması için izin verilmesine veya disiplin cezası tayinine yahut evrakın işlemden kaldırılmasına karar verir (357 SK m.25). Belirtilen düzenleme nedeniyle TSK’da görevli tüm askeri hâkimlerin (yüksek mahkemelerin üyeleri hariç) disiplin amiri sadece Milli Savunma Bakanıdır. Söz konusu maddelerde belirtilen cezayı gerektiren fiiller toplu olarak ve soyut bir şekilde düzenlenmiştir. Dolayısıyla yüksek disiplin kurulunun fiilin ağırlığına göre cezayı belirleme konusunda büyük takdir yetkisi vardır. Görevden çekilmeye davet cezası, niteliği ve sonuçları itibariyle bir anlamda TSK’dan çıkarma cezası olduğundan bu şekilde soyut şekilde düzenlenen fiillere dayanılarak uygulanması hâkim bağımsızlığına, hakkaniyete ve adalete aykırı sonuçlara yol açabilecek niteliktedir[229]. Siyasi ve ideolojik fiillerinden dolayı ilgili makamlarca aranmakta olan kişilerin Devlet memuru tarafından görev mahallinde gizlenmesi disiplin suçu sayılmıştır. Avukatın, avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği veya Baro organında üstlendiği görevinden doğan veya görevi sırasında işlediği iddia edilen suçlardan dolayı, soruşturma ve kovuşturma yapılması, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58 ila 60. Maddelerinde öngörülen özel usule tabi tutulmuş olup, Kanunun “suçüstü hali” başlıklı 61.
Maddede geçen “veya herhangi başka bir durum bakımından” ifadesinden de anlaşılacağı üzere, maddede gösterilen ayrımcılık nedenlerinin sınırlı olmadığını, ayrıca özgürlüğü kısıtlamayla sonuçlanan bir ceza veya tedbirin infaz tarzına ilişkin bir farklılaştırmanın da 14. Maddelerinde yüksek disiplin kurulunun disiplin cezası vermesi durumunda bu cezalara karşı ilgilinin, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde genel kurula itiraz edebileceği düzenlenmiştir. Genel kurul, kararı onamadığı takdirde, kararı ya kaldırır, ya değiştirir veya soruşturmanın genişletilmesi için dosyayı yüksek disiplin kuruluna gönderir. Disiplin suçunun doğrudan doğruya amire yönelik işlenmesi (örneğin amire saygısızlık) halinde disiplin amirinin faili 477 SK’nun 7. Maddesi uyarınca doğrudan doğruya kendi yetkisi dâhilinde cezalandırmasına kanuni bir engel yoktur. Ancak suçtan zarar gören bir kişinin objektif olamayacağı ve dolayısıyla da suç ile ceza arasındaki adil dengeyi suçlu aleyhine kullanabilme ihtimalinin kuvvetli olduğu göz ardı edilmemelidir. Hukukun genel bir ilkesi de hiç kimsenin kendi davasında yargıç olamayacağı (nemo judex in causa sua) ilkesidir[331]. Bu nedenle faili doğrudan doğruya kendisi cezalandırmayıp disiplin mahkemesine sevk etmesi daha uygun olacaktır. Disiplin mahkemelerinin isimleri “mahkeme” olsa da, sadece 477 SK’da düzenlenen disiplin suçlarında disiplin kovuşturması yapma ve cezalandırma yetkisine sahip bir kamusal makam (disiplin kurulu) olduğunu söyleyebiliriz[289]. Bu bakış açısıyla disiplin mahkemelerini çalışmamızda disiplin kurulları içerisinde incelemek gerektiği düşüncesindeyiz. Disiplin Mahkemelerinin Anayasal ilkelere ve AİHS ne uygunluğu ikinci bölümde ayrıntılı olarak ele alınacaktır.
Anayasa değişikliklerinin de bir kanunla kabul edilmesine karşılık Anayasa Mahkemesi bunları sadece şekil bakımından denetleyebilir. Anayasaya aykırı görülen hükümler veya bütünüyle kanunlar iptal edilir. Anayasa Mahkemesi, milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması veya üyelik sıfatının düşmesi kararlarını da başvuru üzerine inceler. Gerekirse dokunulmazlığın kaldırılması veya Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinin düşmesi yolundaki kararı iptal eder. Anayasa Mahkemesi siyasî partilerin faaliyeti ve hesaplarını da denetler. Siyasî partilerin kapatılması kararını verme yetkisi de ondadır. Anayasa Mahkemesi’nin önemli bir başka yetki ve görevi de bir kısım üst düzey yöneticilerin ve hâkimlerin ceza davalarına yüce divan sıfatı ile bakmaktır. Bu durumda Anayasa Mahkemesi bir ceza mahkemesi gibi çalışır. Cezayir anayasası ikinci bölümde yasama, yürütme ve yargı güçlerini düzenledikten sonra üçüncü bölümde söz konusu organlardan ikisi yani yürütme ve yasama üzerindeki denetimi ve bu denetimin uygulayıcısı olan kurulları belirtmiştir. Buna göre, seçilmiş bütün meclisler görev ve yetki alanları içindeki faaliyetin denetim işlerini yerine getirirler.